Enerji ve girdi maliyetlerindeki artışlar ve jeopolitik gerginlikler, tarım ürünlerinin ticaretini olumsuz etkiliyor. Ayrıca küresel ısınmanın yaygınlaşmayla tarımsal üretimin yanı sıra gıda güvenliğinin de tehdit altında olduğunu görüyoruz. Bu durum, tarımsal üretim konusunda ülkemiz ve kentimizin kendi kendine yetebilir konumunun sürdürülebilir olmasına yönelik politikaları oluşturmasını ve üretimde planlamanın sağlanmasını zorunlu kılıyor.
Ülkemizde geleneksel tarım uygulamaları hâlâ geniş ölçüde kullanılırken, son yıllarda modern tarım teknikleri ve sürdürülebilir tarım uygulamaları yaygınlaşmaya başladı. Bu kapsamda, organik tarım, seracılık, dijital tarım ve akıllı teknolojilerin tarımsal üretime entegre edilmesi gibi uygulamalar ön plana çıkıyor.
Akdeniz ikliminin sağladığı elverişli koşullar sayesinde, ilimizde 240 farklı bitki çeşidi yetiştiriliyor. Kentimiz süt üretiminin önde gelen merkezlerinden biri konumunda. Ayrıca brokoli, kereviz, enginar, ıspanak, turşuluk salatalık ve pırasa üretiminde ülkemizde lider. İzmirli çiftçiler, Türkiye genelindeki toplam brokoli üretiminin %44’ünü, toplam kereviz üretiminin %42,7’sini ve toplam enginar üretiminin %30’unu gerçekleştiriyor.
İzmirli üreticilerin, organik tarım, katma değeri yüksek ürünler ve iyi tarım uygulamalarına verdiği önem her geçen gün biraz daha artıyor. 2023 yılı istatistiklerine göre, İzmir’de 1.779 kayıtlı üreticinin organik tarımla uğraştığını görüyoruz. Organik tarımda öne çıkan başlıca ürünler ise zeytin, zeytinyağı, incir ve bal olmuştur. Özellikle organik zeytin ve zeytinyağı üretiminde kentimiz önemli bir merkez konumunda.
Gelecekteki tarımsal üretimin, modernizasyon ve sürdürülebilirlik kapsamında şekilleneceğine yönelik farkındalık, İzmir’de seracılık ve topraksız tarım uygulamaları ile kendini gösteriyor. Kentimizde, domates, salatalık, biber, muz, çilek ve patlıcan seralarda üretimi yapılan meyve ve sebzeler arasında yer alıyor. Öte yandan tarımda dijitalleşme ve akıllı teknolojiler sulama, gübreleme ve hasat işlemleri kapsamında uygulanıyor.
Bu kapsamda; kentimizde tarımsal üretimin modern, sürdürülebilir koşullarda yapılmasını ve kırsal kalkınmayı desteklemek amacıyla Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgelerinin kurulması için çalışıyoruz. İzmir ekonomisinin kalkınmasına katkı yapacağını düşündüğümüz Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgelerimizin, istihdam (özellikle kadın istihdamı) ile ihracatımıza ciddi anlamda katkı yapmaları, jeotermal enerji gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını, topraksız tarımın geliştirilmesi, iyi tarım uygulamalarının geliştirilmesini ve bulundukları yöreyi sosyoekonomik anlamda kalkındırmaları hedefleniyor.
Dikili Tarıma Dayalı İhtisas Sera Organize Sanayi Bölgesi, jeotermal enerji kaynakları ile ısıtılan, modern ve teknolojik özellikte sera işletmelerinin bulunduğu ve 3 milyon 38 bin metrekarelik alanıyla Türkiye ile Avrupa’nın en büyük jeotermal sera kümelenmelerinden biri olma özelliği taşıyor. Modern ve teknolojik altyapısı ve donanımı sayesinde topraksız tarımın önde gelen uygulama alanlarından birisi olması hedefleniyor.
Projenin hayata geçmesiyle yaklaşık %75’i kadın olmak üzere 3 bin 500 kişiye istihdam sağlanacak. Tam kapasite ile faaliyete geçtiğinde yıllık 80.000 ton kaliteli yaş sebze ve meyve üretimi gerçekleştirilecek. Dikili TDİOSB tam kapasiteye ulaştığında yıllık 2 milyar lira ekonomik katkı sağlaması bekleniyor.
İzmir Bayındır Sera Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesinde, örtü altı sebze ve meyve yetiştiriciliği, sebze fideleri üretimi, tohum ve bitkisel üretim konularında yatırım yapılacak. Toplam 893.715 m² alana sahip olan bölgede su verimliliği sağlanarak dünya standartlarında pazar kabiliyeti çok yüksek, yüksek ve standart verim, nitelikli işgücünün yetişmesi ve istihdamın sağlanması şeklindeki faydaları ile bölgenin tarım politikasına ve ürün çeşitliliğine yön verecek. Projenin ülkemizin süs bitkileri, çiçek ve meyve -sebze, fide, tohum ihtiyacını karşılayacak şekilde yatırım ortamı oluşturması, tüm ülkeden ve dünyadan bölgeye getirilecek süs bitkilerini yetiştirmesi, sertifikalı üreticiler ile iç piyasada ve ihracatta söz sahibi konuma gelmesi, yöre halkına sosyo-ekonomik katkı sağlayacak modern tarım uygulamalarını geliştirmes, ve istihdam (özellikle kadın istihdamı) sağlaması hedefleniyor.
Toplam 1.228.262,60 m²’lik alanda yer alan İzmir Kınık Tarıma Dayalı İhtisas Bitkisel Üretim Organize Sanayi Bölgesi ise ülkemizin tohum, fide, tıbbi ve aromatik ürün ihtiyaçlarını karşılayacak. Projenin ihtiyaç fazlası üretimin ihracatı ile ülke ekonomisine katma değer sağlaması, ülkemizin büyük ithalat kalemlerinden birisi olan tohum ve fide sektöründe dışa bağımlılığı azaltması hedefleniyor. Kınık TDİOSB, yerli tohum ve fide üretimin arttırılması, kaliteli türlerin elde edilmesine yönelik ıslah ve AR-GE çalışmaları, yerli ata tohumlarının tekrar hak ettiği yeri bulması hususunda çalışmalar yürütülmesi ve kadın istihdamı başta olmak üzere yöre halkının kalkınmasına katkıda bulunacak.