Anadolu’nun eşsiz ikliminde ve coğrafyasında yetişen, kutsal kitaplarda cennet meyvesi olarak adı geçen, Latincedeki adı Ficus Caria’yı Batı Anadolu (Karya) bölgesinden alan incirin yetiştirilmesi ciddi bir özen ve sorumluluk ister. İnsan eliyle değiştirme olanağı olmayan coğrafi koşulların ve bölgesel özelliklerin de incirin tadına, besin değerine etkisi olur. Yani deniz, güneş, nem oranı gibi çevresel koşullar yalnız turizm için değil, eşsiz incirlerin yetişmesi için de gereklidir.
Ülkemizin coğrafyası ve iklimi incirin yetişmesi için uygun koşullar sağlasa da üretici çiftçilerin emekleri, uzun yıllara dayanan deneyimleri olmadan bu eşsiz meyveyi yetiştirmek neredeyse imkansızdır
Böyle bir dergide daha çok sayılar, üretim miktarları, yıllık ihracat ve elde edilen kazançla ilgili rakamları görmeye alışığız. Bu rakamları basit bir Google aramasıyla bulabilirsiniz. O yüzden bu yazıda daha çok inciri ve incirin insana nasıl faydalar sağladığını okuyacaksınız.
İncirin çiçeklenme dönemi ilkbaharda başlar; diğer meyve ağaçlarında olduğu gibi gösterişli ve çekici bir görünümü olmadığı için bizlerin göremediği bir biçimde gerçekleşir. Kendisine has minik incir arılarıyla döllenen incirler, yaz mevsiminde olgunlaşıp Anadolu’daki ilk meyvelerini Temmuz ortasında Çukurova’da verirler. Sonra, daha çok Aydın’da olmak üzere Ege Bölgesi’nde, Ağustos ortasında da Bursa’da sahne alır ve Ekim ayının sonunda sahneyi terk eder.
İncirleri pazara sunulurken çeşitli biçimlerde paketlenir, farklı ambalajlar kullanılır. Ancak ambalaja girmeyen küçük, biçimi bozulmuş, ticari değeri az olan incirler de vardır -ki bu incirler genellikle “reçellik” olarak ayrılır. Doğal şeker içeriği ile kan şekerini yavaş yükselten incirden yapılan reçel, kahvaltı sofralarımızı zenginleştirir ve tadına doyum olmaz.
Ülkemizden Avrupa’ya, Asya’ya, Uzak Doğu’ya ve Amerika Kıtası’na ihraç ettiğimiz incir, dünyanın en kaliteli ve katma değeri yüksek ürünlerindendir. Dünya’da en çok üreten ülke olarak yılda yaklaşık 300 bin ton civarında ürettiğimiz incirin, gerek teknolojiyi kullanarak gerekse geleneksel yöntemlere de bağlı kalarak üretilmesi, pazara sunulması kutsal değerlerimizi koruduğumuz gibi korunması gerektiğine inanıyorum.
Üretimde Dünya 2.olan ABD’nin Anadolu topraklarından 1882 yılanda Kaliforniya’ya götürülen incir fideleri ekildikleri topraklarda büyüdü gürbüz ağaçlar oldu ama bir türlü meyve vermedi. Çünkü incirin mutualist yaşam döngüsü içinde olduğu minik arılar Kaliforniya’da topraklarında yoktu. ABD Anadolu’dan taşınan minik arılara çok şey borçlu.
Anadolu’da küçük, önemsiz ya da dert edilmemesi gereken olay ya da durumlar için “İncir çekirdeğini doldurmayacak” biçiminde kullanılan bir deyim vardır. Evet, incir çekirdeği çok küçüktür ama faydaları saymakla bitmez. Öyle ki içerdiği vitaminler ve minerallerden dolayı antioksidan niteliğiyle yaşlanma karşıtı etkide bulunur. Bize enerji verir, dinçleştirir ve depresyondan uzak tutar.
Bir incirin içinde binlerce çekirdek vardır; incir berekettir. Her bir çekirdek devamının habercisidir, incir umuttur. Dışı narindir, çekirdeği eşsiz bir meyvedir, incir ağacı dirençli ve dayanıklılıktır.
İncirin rakısı da vardır …
Bunu anlatmayı da işin erbabı olan rakı üreticilerine bırakalım.
