AKTOB’un dünü ve bugünü hakkında neler söylersiniz?
2019 yılını değerlendirir misiniz? AKTOB 1984 Yılında kuruldu. 29 Haziran’da 35. yılını kutlayacağız. Birliğimiz, Türk turizmin ivme kazandığı 80’li yıllarda, örgütlenme, bir çatı altında olma ihtiyacı duyularak kuruldu. Yasal bir dayanağı olmayan ve tamamiyle gönüllük esası ile bir araya gelen Antalya Bölgesi konaklama sektörü, Antalya’nın destinasyon kalitesinin, Türk turizminin gelişmesinde lokomotif konumundadır. AKTOB, 35 yıllık serüveninde, görüşleri alınan, danışılan, otokontrol merkezine dönüştü. Kuruluşundan bu yana her gelen yeni başkanlık döneminde ileri ve farklı vizyonlarla gelişti. Birliğimiz; kamu ve özel sektör arasında, turizmle ilintili sektörlerle, kendi içinde iletişim sağlayan bir köprü konumunda. Üyelerimizle iletişimi, kamuoyu ile iletişim seviyesini en üste seviyeye taşımaya çalışıyoruz. Sektörel iletişim çalışmaların hız kazanması, bilinirliğin ve farkındalığın artması konusunda en çok önemsediğimiz konu.
Türk turizmi, jeopolitik konumundan kaynaklı zorluklarla ve rakiplerle kıyaslandığında genç bir destinasyon olmasına rağmen büyümeyi sürdürüyor. 2019 yılı, çok önemsediğimiz Avrupa Pazarındaki büyüme geri dönüş sayıları ile istediğimiz gibi istikrarlı bir artış gösteriyor. Bunun yanında yan pazarlarla, Hindistan ve Çin gibi yüksek hacimli kaynak pazarlara yönelik çalışmalarımız da sürüyor. Bu ay Hindistan’dan tanıtma müşavirliğimiz ile birlikte hem basın hem de acente gezileri düzenledik. 2019 yılı için bir dönüş yılı olacak diyebiliriz.
Antalya Turizmi hakkında görüşleriniz nelerdir? Neden Antalya?
Antalya enlere sahip bir şehir, en fazla sadık müşteriye sahip, en fazla konaklama ödülü alan, en iyi aile konseptinde otellere sahip, en fazla mavi ödüllü plaja sahip. Bunu yanı sıra resort turizmindeki üst kalite konaklama olanaklarının yanı sıra sahillerin arka yüzünde, 2 önemli antik yürüyüş yolu geçiyor, Likya Yolu ve St Paul yolu. 600 kayıtlı endemik fauna zenginliği, dünyanın en geniş sedir ağaç zenginliğine sahip. Turizmi besleyen doğal, tarihsel zenginlikleri ile eşsiz bir cennet. Bu cennetin korunması rehabilitasyonu alt yapı ve üst yapılarla zenginleştiren unsurlara ihtiyaç var. Bu yönde de ortak çalışmalar ve temaslarda bulunuyoruz. Kente can veren dinamiklerle iletişişimizi en üst seviyede tutuyoruz. Yerel yönetimler, STK lar ve kamu ile işbirlikleri içindeyiz.
Bu yıl Aspendos yılı ilan edilmiş bunun ile ilgili söylemek istedikleriniz var mıdır?
Antalya turizminin gelişmesi, bölgenin tarihsel ve doğal güzelliklerinin gezginler tarafından keşfedilmesi ile ivme kazandı. Turizm ürün çeşitliliği, sürdürülebilir turizmin en önemli unsurlarından. Bu yönde Antalya Valimiz Sn. Münir KARALOĞLU ile bir araya gelindiğinde karar alındı ve kültürel zenginliklerin, ANtalya’ya gelen ziyaretçiler tarafından daha fazla ziyaret edilmesi ve tanınması yönünde. Her yıl bir antik şehrin tema alınmasına geçtiğimiz yıl Perge ile başlanı. Bu yıl da Aspendos yılı ilan edildi. Sezon açılışını Aspendos Antik Tiyatrosundan gerçekleştireceğimiz bir davet ile gerçekleştireceğiz.
Fuarların şehre katkısı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Fuar turizmi ayrı ve son derece önemli bir turistik değerdir. Bugün dünyada fuar merkezi olan dünya kentlerine baktığımızda, fuarların kent ekonomisine olan katkılarını açıkça görmek mümkündür. Fuar nedeni ile kente gelen iş insanları, ekonomik bir gücü temsil etmektedir. Harcama düzeyi yüksek ziyaretçileri, kente tatil amaçlı da gelme potansiyeli yaratmaktadır. Antalya fiziki ve coğrafi olarak fuar turizmi için son derece uygun bir destinasyon. Uluslararası fuarları çekecek ayrı bir çalışma alanı.
Fuarlarla şehri entegre etmek için daha fazla neler yapılabilir?
Dünyadaki fuar merkezi kentleri gözlemlediğimizde, ulaşımı, konaklamayı, fuar ziyaretçilerine özel fiyatların uygulandığını, özel gezi paketleri yapıldığını görüyoruz. Hatta dükkan ve mağazalar açılış ve kapanış saatlerini fuar gün ve saatlerine göre ayarlıyor.
