Değerli Fresh Türkiye Magazine okurları,
İzmir’de, şehrimizden başlayarak bütün yurtta yeni ve özgün bir tarım ekonomisi inşa etmek için ufkumuzu tarif ettik. 5 yılda, Başka Bir Tarım Mümkün diyerek yenilikçi bir tarım modelinin temellerini attık ve uyguladık. İzmir Tarımı adını verdiğimiz bu yepyeni tarım stratejisiyle kuraklıkla ve yoksullukla aynı anda mücadele ediyoruz.
2019 verilerine göre Türkiye’de suyumuzun yüzde 77’si tarım için kullanıldığını gördük. Bu oranın günümüzde daha da arttığından hiç şüphe yok. İklim krizinin ve kuraklığın kapımızda olduğu böylesi bir dönemde bu hazin tablonun başlıca sebebi, ne yazık ki on yıllardır ısrarla sürdürülen yanlış tarım politikaları. Bu durumu acilen değiştirmezsek, bu toprakların bereketini kaybedeceğimiz aşikâr.
İşte bu gerçekten hareketle başlattığımız İzmir Tarımı programında, ekonomik değeri yüksek ve suyu az tüketen stratejik ürünleri destekleyerek tarımsal sulamada harcanan suyu yüzde elli oranında azaltma hedefi koyduk. Bu hedefimiz İzmir genelinde ihracat yapılabilecek kadar yüksek niceliğe ve niteliğe sahip, iklimle uyumlu beş ürün sınıfı etrafında şekilleniyor. Bunlar tümü yerli tohum ve ırklardan oluşan mera hayvancılığı; tahıl ve baklagiller; zeytin ve zeytinyağı; üzüm, incir ve badem gibi susuzluğa dayanıklı meyveler ve kıyı balıkçılığı. Bu ürünlerin tamamı İzmir’in küçük üreticileri tarafından yüksek miktarlarda üretiliyor.
Diğer yandan İzmir’de tarımı sadece tarlada yapılan ve sonlanan bir zirai faaliyet olarak görmüyoruz. İzmir Tarımı, tohum aşamasından başlayıp son tüketiciye uzanan tüm süreçleri kapsıyor. Bu doğrultuda İzmir Tarımı programımızın planlama çalışmalarını gerçekleştirmek için Çiğli ilçemizin Sasalı köyünde İzmir Tarımı Geliştirme Merkezi’ni (İZTAM) kurduk. Merkezimiz bünyesinde yürüttüğümüz çalışmalarla satış ve pazarlamayı en baştan planlayarak ürünlerimizin katma değerini büyütüyoruz. Çiftçilerimize ve küçük üreticilerimize yaptığımız tarımsal destekler ve alım garantisiyle, “milletin efendilerinin” alın terine sahip çıkıyoruz. Üreticilerimizden aldığımız ürünlerle şehrimizdeki milyonların gıda güvenliğini teminat altına alan üç önemli marka oluşturduk. Bu markalarımız: Halkın Bakkalı, Halkın Kasabı ve İzmirli.
İzmirli markamızla üretimi bırakma noktasına gelen küçük üreticilerimizin umutlarını yeniden yeşerttik. Köylümüzü aynı zamanda ihracatçı haline getirme vizyonumuzun bir meyvesi olan bu markamız, üç kategorideki ürünlerle satışa sunuluyor. Bunlar, süt, et ve buğday ürünleri. Süt ve et ürünlerimiz için gereken et ve sütleri çobanlarımızdan satın alıyoruz. Mera İzmir projemizle şehrimizin 30 ilçesinde dağlarda, meralarda hayvancılık yapan 5117 çobanımızın kapılarını tek tek çaldık. Bu yoğun çalışma sonrasında Türkiye’nin ilk Çoban Haritası’nı ortaya koyduk. İzmir’in dağlarında yedi aydan fazla süreyle doğal meralarda otlayan küçükbaş hayvanların et ve süt ürünlerine piyasanın iki katı fiyatla alım garantisi verdik. Giderek derinleşen ekonomik krizin altında ezilen küçük üreticimize can suyu olduk. Aldığımız ürünlerden pastırma, sucuk, kavurma gibi et ürünleriyle, beyaz peynir, kaşar peyniri ve tulum peyniri gibi süt ürünleri üreterek İzmir’in katma değerini büyüttük. Tamamı karakılçık gibi atalık tohumlardan elde edilen un ve makarnalar da üçüncü ve son ürün grubumuz.
İzmirli markamızın süt ürünlerini Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün “Her fabrika bir kaledir.” sözünden aldığımız ilhamla inşa ettiğimiz ve Cumhuriyetimizin 100. yılına armağan ettiğimiz Bayındır Süt Fabrikamızda üretiyoruz. Günlük 100 ton süt işleme kapasitesine sahip olan bu Cumhuriyet kalesinde küçük üreticimizi ve topraklarımızı muhafaza ediyoruz. 17 bin metrekare alanda kurduğumuz bu tesisimiz, Ege’nin en büyük fabrikalarından biri. Fabrikamız yıllık 250 milyon TL’lik işlem hacmiyle ve tek vardiyada 36.500.000 litre süt işleme kapasitesiyle İzmir’in döngüsel ekonomisinin taşıyıcı kolonlarından birisi olma özelliğini taşıyor. Fabrikamızdaki tüm alımları kooperatifler üzerinden küçük aile işletmelerinden yapıyoruz. Tesisimizde üreteceğimiz mozzarella, burrata ve dondurma ürünleriyle de mandacılığı İzmir’e geri getirmeyi hedefliyoruz.
Et ve et ürünlerimizi ise bir başka Cumhuriyet kalesi olan Ödemiş Et Entegre Tesisimiz’de işliyor, küçük üreticimizin ürünlerine katma değer kazandırıyoruz. Günlük 250 hayvan kesim ve işleme kapasitesine sahip olan bu tesisimizde ürettiğimiz işlenmiş ürünler Halkın Kasabı reyonlarında uygun fiyatlarla satışa sunuluyor. Böylece giderek derinleşen ekonomik kriz koşullarında hem üreticimize hem de şehrimizdeki milyonlara umut oluyoruz. Halkın Kasabı reyonlarımız, İzmir geneline yayılmış 11 adet Halkın Bakkalı Şubemizde ve Gezici Bakkal’da yer alıyor. Bu şubelerimizde İzmir’in küçük üreticilerinin ürünlerini ve Türkiye’nin farklı noktalarındaki kooperatiflerden aldığımız ürünleri uygun fiyat politikamızla İzmirli’yle buluşturuyoruz.
Bu vesileyle İzmir’deki çok değerli başarılarımızdan birisini daha paylaşmak isterim. Eylül 2022’de ev sahipliği yaptığımız dünyanın en büyük gastronomi fuarı Terra Madre Anadolu’da “İzmirli” markamızı ilk kez dünyaya tanıtmıştık. Anadolu’nun bereketini dünya ile buluşturduğumuz bu yeryüzü sofrası, daha bir sene dolmadan meyvelerini vermeye başladı. İlk ihracatımızı Kanada ve Amerika’ya makarna ile keçi ve koyun sütünden üretilen dört ayrı çeşit peynirimizle gerçekleştirdik. Önümüzdeki dönemde İzmirli markalı ürünlerin dünyanın pek çok yerinde marketlerde yer alması için ihracat çalışmalarımız devam ediyor. Bu sayede, katlanarak artan maliyetlerin altında ezilen küçük üreticimizin ürünlerine katma değer kazandırarak şehrimizin döngüsel ekonomisini büyütüyoruz. Üreticilerimize alım garantisi sunuyoruz. İzmirli markamızla küçük üreticilere ve kooperatiflerimize destek olurken, kuraklık ve yoksullukla aynı anda mücadele hedefimizi büyütüyoruz.
İzmir Tarımı Programımızla şehrimizin refahını artırıyor, adil bir şekilde, hakça, kardeşçe paylaşıyoruz. İklim krizinin ve küresel felaketlerin etkisini derinden hissettiğimiz bu dönemde, başlattığımız Başka Bir Tarım Mümkün seferberliğimizle, İzmir’in dirençli kent kimliğini güçlendiriyoruz. İzmir’e bereket tohumları ekmeyi sürdürüyoruz. Üreticimizin emeğine ve şehrimizdeki 4 buçuk milyon vatandaşımızın ekmeğine sahip çıkıyoruz.