Giriş
Türkiye, Asya ile Avrupa arasında yer almakta ve kıyıya paralel uzanan dağlar nedeniyle özellikle güney ve kuzeyde ılıman iklim ve verimli topraklar sağlayan uzun bir kıyı şeridi bulunmaktadır. Batı Ege Bölgesi’nde kıyı şeridine dik dağlar uzanır ve aralarından akan nehirlerin etrafında verimli vadiler bulunur. Türkiye’nin orta kısmı yarı kurak bir platodur ve doğu kısmında ise yüksek dağlar bulunur. Coğrafya ve topografya, soğuk ılıman iklimden subtropikal iklime kadar değişen farklı iklim bölgeleri oluşturmakta, bu da zengin bir doğal bitki örtüsüne ve bitki üretimine olanak sağlamaktadır. Türkiye’nin mevcut bu özelliklerinden dolayı tarım, çok eski zamanlardan beri ülkenin kalkınmasına önemli katkılar sağlamıştır (Aksoy and Okşar, 2015).
Yaş sebze meyve sektörü, meyve ve sebzelerin tarımsal faaliyetlerle yetiştirilmesi ve yetiştirilen ürünlerin doğal bozunum süresinin tamamlanmasından önce ve üzerlerinde asli yapılarını değiştirici bir işlem yapılmadan nihai tüketicilere ya da işleme tesislerine ulaştırılması faaliyetlerini yürütmektedir. Yaş meyve sebze sektörü, dünyadaki tüm insanları doğrudan ilgilendiren ve yaşamlarına doğrudan etki eden bir sektör olmasıyla önem taşımasının yanı sıra milli ekonomiye sağladığı net döviz girdisi, hasat sürecinden paketlemeye, nakliye aşamasından ihracata kadar olan süreçte milyonlarca insana istihdam yaratması dolayısıyla sosyal boyutu olan değerli bir sektördür.
Tarih
Türkiye, tarım tarihinde çok özel öneme sahip birçok arkeolojik alana ev sahipliği yapmaktadır. Çatalhöyük ve Göbeklitepe bunlardan en çok bilinenleridir. Çatalhöyük’ün yaklaşık 10.000 yıl önce bitkilerin kültüre alındığı ilk yerlerden biri olduğu bildirilmektedir. Arkeobotanik, çevre, nüfus ve yerleşim çalışmaları, günümüzün Konya ilindeki Çatalhöyük’ün, yaklaşık M.Ö. 7500 ile 5700 yılları arasında var olan çok büyük bir Neolitik ve Kalkolitik proto-kent yerleşimi olduğunu göstermektedir. O zamanlar yiyecek alışverişi, Çatalhöyük ile yakındaki çağdaş yerleşimler arasındaki sosyal geleneğin ayrılmaz bir parçasıydı (Fairbairn, 2005). Şanlıurfa ilinin daha doğusunda yer alan Göbeklitepe’nin ise yakın zamanda keşfedilmeye başlanmasının, avcı-toplayıcılar arasındaki ortak inancın ilk işaretlerini verdiğine inanılmaktadır. Bu bölgenin yaklaşık 11.600 yıl önce, Çanak Çömleksiz Neolitik A evresinde (M.Ö. 9600-7300) iskân edildiği düşünülmektedir (Özdöl, 2011). Tarım, yalnızca tarihin ilk aşamalarında değil, daha sonraki binyıllarda da bölgenin tarihinde öncü bir rol oynamıştır. Kuru incir, üzüm, tütün ve pamuk gibi tarım ürünlerinin ihracat amacıyla İzmir limanına taşınmasını sağlamak için ilk demiryolu 1860 yılında Aydın-İzmir arasında inşa edilmiştir.
Üretim
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) 2021 yılı verilerine göre; dünyada 56,3 milyon hektar alanda 747,8 milyon ton yaş meyve üretimi, 58 milyon hektar alanda 1,1 milyar ton yaş sebze üretimi, 10,2 milyon hektar alanda ise 162 milyon ton narenciye olmak üzere toplamda 124,5 milyon hektar alanda toplamda yaklaşık 2 milyar ton yaş meyve sebze üretimi yapılmıştır. 2021 yılı itibarıyla Çin 853,9 milyon tonluk üretimi ile dünyada en fazla yaş meyve ve sebze üreten ülke konumundadır. Çin dünya yaş meyve ve sebze üretiminden %41 oranında pay almaktadır. Bu ülkeyi sırasıyla Hindistan (245,8 milyon ton), Türkiye (51,6 milyon ton), ABD (50,7 milyon ton) ve Brezilya (48,3 milyon ton) izlemektedir.
Türkiye, sahip olduğu coğrafi konumu ve tarıma elverişli toprakları ile yılın 12 ay ve 4 mevsiminde yaş meyve sebze üretimi yapan bir ülkedir.
Türkiye, bahçe bitkileri üretiminde her geçen yıl artan pazar payı ile dünyanın önde gelen ülkelerinden biridir. 2022 yılı rakamlarına göre toplam tarım alanı 23.863.948 ha olup bu toplam tarım arazisinin %62’sini oluşturmaktadır. Sebzeler 718.000 hektarlık bir alanı kaplamaktadır ve ekili alanın %3,55’ine tekabül etmektedir. Bağlara ayrılan alan 385.000 hektar (%1,9), meyve bahçelerine 2.385.000 hektar (%11,81) ve zeytinliklere 901.000 hektar (%4,46) ayrılmıştır. Toplamda 4.3 milyon ha açık alanda ve 81.100 ha örtü altında 56,7 milyon ton meyve ve sebze yetiştirilmektedir (TUİK, 2023). Üretim hacmi açısından Türkiye, birçok meyve ve sebze türünde ilk sıralarda yer almaktadır.
2022 yılı rakamlarına göre Türkiye’deki toplam meyve üretimi 26.488.764 tondur. Başlıca ürünlerin oranı azalan sırayla şöyledir: Yumuşak çekirdekli meyve (%20,8), narenciye (%17,5), üzüm (%15,5), sert çekirdekli meyve (%11,3), zeytin (%11,1), sert kabuklu meyveler (%6), çay (%4,8) ve diğerleridir (TUİK, 2023).
Üzüm bağları, tüm bahçe bitkileri türleri arasında en geniş yüzey alanını kaplar. 2022 yılı rakamlarına göre toplam üretimin 4 165 000 ton olduğu tahmin ediliyor. Bu üretimin %50,4’ü doğrudan taze pazara gitmekte, %40,4’ü güneşte kurutulmakta ve %9,2’si gıda işleme sanayinde şarap, meyve suyu, konsantre veya sirke yapımında değerlendirilmektedir (TUİK, 2023) Üzümün kurutulması Batı Ege Bölgesi’nde yoğunlaşmakta ve ağırlıklı olarak ‘Sultani Çekirdeksiz’ çeşidine ait üzümler kurutulmaktadır.
Türkiye, 2021 yılında Akdeniz Havzası’nda ilk üç narenciye üreten ülke arasında yer alırken, dünya çapında üretilen 161 milyon ton narenciyenin yaklaşık %3,3’ünü karşılayarak dünyada sekizinci sırada yer almaktadır (FAO, 2023). Türkiye’nin toplam narenciye üretimi 2022 yılında 4.710.808 tondur (TUİK, 2023). Mandalina, limon ve portakal Türkiye’de yetiştirilen başlıca narenciye meyvelerindendir. Mandalina üretimini (1.865.000 ton), limon (1.323.000 ton), portakal (1.322.000 ton), greyfurt (198.000 ton) takip etmektedir.
Zeytin, Türkiye’nin kıyı şeridinde ve güneydoğu bölgesinde yetişen başlıca meyve türlerinden biridir. Devletin sağladığı sübvansiyonlar sonucunda zeytinlik alanlarında istikrarlı bir artış göstermiştir. Bu artışa rağmen kişi başına zeytinyağı tüketimi halen düşüktür. Zeytinler farklı olgunluk aşamalarda toplanıp yağlık ve sofralık olarak tüketime sunulmaktadır. 2022 yılı rakamlarına göre (TUİK, 2023) üretimin %68,47’si ise yağ çıkarımı için kullanılmakta, %31,52’si sofralık tüketim için işlenmektedir.
Kapladığı alana göre zeytin ve üzüm dışındaki meyve türlerinin alanları sırasıyla fındık (744.047 ha), Antep fıstığı (408.708 ha), elma (170.094 ha), kiraz (80.481 ha), kayısı (141.851 ha), çay (79.128 ha), ceviz (166.494 ha), portakal (49.535 ha) ve incir (57.247 ha). Türkiye sahip olduğu farklı ekolojilerden dolayı meyve üretiminde muz, çay, ceviz, çilek, avokado, fındık gibi çok geniş bir yelpazeye sahiptir (TUİK, 2023).
Türkiye’de güneşte kurutulmuş meyve ve sebzeler üretimde ve ihracatta önemli bir paya sahiptir. Üzüm, kayısı ve incirin güneşte kurutulması yüzyıllardır belirli bölgelerde ticari bir faaliyet olarak devam etmektedir. Bunun yanında daha düşük miktarlarda birçok sebze de kurutulmaktadır. Üzüm, kayısı ve incirin güneşte kurutulmasında çok yüksek verim ve kalitede çeşitlerin (‘Sultana Çekirdeksiz’, ‘Hacıhaliloğlu’, ‘Sarılop’) bulunması, bu ürünlerin üretiminin artmasında çok etkili olmuştur. Kurutulmuş ürünlerin sağlık ve beslenmede rolleri nedeniyle bu ürünlere talip giderek artmaktadır (Aksoy and Okşar, 2015).
Türkiye önemli sebze üreticisi ülkeler arasında yer almakta olup alan ve üretim değerleri açısından artış eğilimi devam etmektedir. Sebze üretimi içinde meyve veren sebzeler toplam üretimin %80’ini oluşturmaktadır. Bu gruba giren başlıca sebzeler domates, karpuz, kavun, soğan, hıyar, biber, patlıcan, fasulye, havuç ve lahanadır. Türkiye’de en çok üretilen ve tüketilenler Solanaceae ve Cucurbitaceae familyalarına ait türlerdir. İklimsel avantajlar nedeniyle daha sıcak iklime sahip kıyı bölgeleri sebze üretiminde daha ön plana çıkmaktadır. Sebze üretiminde Akdeniz bölgesi ilk sırada yer almakta, bunu Marmara ve Ege bölgeleri takip etmektedir.
Türkiye’de örtü altında yetiştirilen sebzelerin neredeyse yarısını domates (4.139.337 ton) oluşturmakta, onu sırasıyla hıyar (1.175.902 ton), biber (1.068.884 ton) takip etmektedir. Hızla artan sebze sektörüne paralel olarak tohum ve ticari fide üretimi gibi destekleyici alt sektörler de çok hızlı büyümüştür. Sera yapım teknolojindeki gelişmeler bu alandaki üretimin artmasına katkı sağlamıştır. Topraksız kültür, özellikle jeotermal kaynaklar çevresinde yaygın olarak uygulanmaktadır.
Örtü altında yetiştirilen meyve türleri arasında muz (866.366 ton) ve çilek (282.169 ton) en çok üretilen iki meyve türü olup, onu çok düşük oranlarda sert çekirdekli meyve türleri izlemektedir. Son yıllarda en çok üretimi artan meyve türü muz olup Akdeniz Bölgesi’nde kıyı şeridi boyunca üretimi yaygınlaşmıştır.
Türkiye çok zengin bir doğal bitki örtüsüne sahip olmasına rağmen süs bitkilerinin ekonomik önemi hala düşük ve arz talebi tam olarak karşılayamamaktadır. 2022 yılında kapladığı alan açısından bakıldığında, ağırlıklı olarak kentsel peyzajda kullanılan dış mekan bitkileri 3.985 ha ile ilk sırada yer almaktadır. Kesme çiçek üretiminde çoğunlukla koruma altındaki 641 ha alanda yetiştirilen karanfiller yer almaktadır (TUİK, 2023).
Dış Ticaret
Türkiye’de bahçe ürünlerinin (işlenmiş ürünler hariç) ihracatından yılda 6,4 milyar dolar gelir elde edilmektedir (FAO, 2023). Tarım politikaları, izlenebilir kalite güvence sistemlerine odaklanmakta ve katma değer yaratmak amacıyla sertifikalı üretime (GlobalGAP, organik tarım vb.) destek sağlamaktadır. Türkiye’de üretilen organik ürünlerin çok önemli bir kısmı başta AB olmak üzere ihraç edilmektedir. Organik olarak üretilen ürünlerin büyük bir kısmını kurutulmuş meyveler, kuruyemişler ve tıbbi bitkiler oluşturmaktadır (www.tarim.gov.tr, 2023).
Türkiye, özellikle Avrupa Birliği üyesi ülkeler, Rusya ve Orta Doğu’ya taze ve kuru meyvede ana ihracatçısı konumundadır. Talep ve toplam değer pazarlar arasında önemli ölçüde farklılık göstermektedir. Kurutulmuş meyve ve kuruyemişlerin ana pazarı Avrupa Birliği’dir. Türkiye, Avrupa Birliği pazarının en büyük kiraz tedarikçisidir. Sofralık üzüm ve turunçgillerin ana pazarlar Rusya ve Doğu Avrupa ülkeleridir. Nar ve taze incirin ihracatı artış eğilimi göstermektedir. Türkiye’de yetişse bile talebi karşılamak amacıyla ithal edilen meyve türleri ceviz, badem ve muzdur.
İhracatta domates her zaman lider durumundadır. 2023 yılı verilerine göre, Türkiye’den ihraç edilen sebzelerin %46’sını domates oluştururken, sebzeler arasında ihracat değerinin de %48’ini domates oluşturmaktadır. Miktar bazında ihraç edilen diğer türler ise soğan (80.650 ton), hıyar (60.438 ton), biber (152.132 ton), havuç (73.645 ton) ve karpuz (108.420 Ton) dur. Sebzelerin ihracatı Romanya (%11.5), Rusya (%10), Ukrayna (%10) ve Bulgaristan’a (%7.5) yapılmaktadır (www.yms.org.tr, 2023).
Türkiye’de üretilen süs bitkileri 35’ten fazla ülkeye ihraç ediliyor. Kesme çiçekler ana pazarları Hollanda, Türkmenistan, Irak, Almanya, Azerbaycan ve Rusya’da en yüksek paya sahiptir. Türkiye ayrıca soğanlar, özellikle de Galanthus sp. ihraç etmektedir. Ülke, bazı süs dış mekan bitkileri ve bazı kesme çiçeklerin ithalatçısıdır (Kazaz ve ark., 2015).
Sonuç
Tarım, Türk halkı için çok önemli bir sektör olup istihdam fırsatları sağlamakta, gelir üretmekte ve doğal kaynakları sürdürülebilir bir şekilde kullanılmasını sağlamaktadır. Türkiye’de son yıllarda büyük parsellerde üretim yapılsa da üretim genellikle küçük parseller şeklinde ve dağınıktır. Bu nedenle küçük parsellerde yapılan yetiştiricilikte üretim maliyetleri yüksek, verim ve kalite düşük olabilmektedir. Tarımsal üretimde kırsal nüfusun yaşlanması üretimi sınırlayıcı bir faktör haline gelmektedir. Özellikle el ile hasat edilen ürünlerde işçi bulma sorunu her geçen yıl daha da artmakta bu nedenle işçi verimini arttıracak uygulamalar giderek daha da önem kazanmaktadır. İklim değişikliği, gelecekte üretim için önemli bir tehdit oluşturabileceğinden bu konu ile ilgili araştırmalara öncelik verilmelidir. Ürünlerin kaliteli bir şekilde tüketicilere ulaştırılması için hasat, depolama ve pazarlama sürecinde yeni uygulama ve teknolojilerin kullanılmasına ihtiyaç vardır. Bahçe bitkilerinin üretiminin artması ve sürdürülebilirliğinin sağlanması için gerekli altyapıların oluşturulması ve devlet destekleme sistemlerinin iyi planlanması gerekmektedir. Türkiye’nin stratejik konumu, zengin genetik kaynaklara, tecrübeli ve yetenekli üreticilere sahip olması nedeniyle gelecekte bahçe bitkilerinin üretiminde önemli potansiyele sahiptir.
Şekil 1. 2022 yılı toplam meyve üretiminde farklı meyve türlerinin payı (TUİK, 2023)
Şekil 2. Türkiye’de 2022 yılında farklı meyve türlerinin ve üretim hacimlerinin (T) oranları (TUİK, 2023)
Şekil 3. Farklı sebze gruplarının 2022 yılı üretim oranları (ton) (TUİK, 2023).
Kaynaklar
Aksoy, U. and Okşar, R.E., 2015. An Overview of Horticulture in Turkey. Chronica Horticulture, 55 (1): 17-22.
Fairbairn, A., 2005. A history of agricultural production at Neolithic Çatalhöyük East, Turkey. World Archeology 37(2):197-210.
FAO, 2023. Food and agriculture data. https://www.fao.org/faostat/en/#data/QCL (Erişim tarihi: 28.11.2023).
Kazaz, S., Erken, K., Karagüzel, O., Alp, S., Öztürk, M., Kaya, A.S., Gülba, F., Temel, M., Erken, S., Saraç, Y.., Elinc, Z., Salman, A. and Hocagil, M. 2015. Changes and new approaches in the production of ornamentals (Süs bitkileri üretiminde deiimler ve yeni arayılar). Turkish
Özdöl, S., 2011. Religion and social structure in Southeastern Anatolia during the pre-pottery neolithic period. Journal of Historical Studies (Tarih incelemeleri Dergisi) 26(1):173-199 (in Turkish).
Tarım ve Orman Bakanlığı, 2023. Bitkisel üretim istatistikleri. https://www.tarimorman.gov.tr/Konular/Bitkisel-Uretim/Organik-Tarim/Istatistikler (Erişim tarihi: 28.11.2023)
TUİK, 2023. Türkiye İstatistik Kurumu, Bitkisel üretim istatistikleri. https://data.tuik.gov.tr/Kategori/GetKategori?p=tarim-111&dil=1 (Erişim tarihi: 28.11.2023)
YMS, 2023. YMS değerlendirme raporu. http://www.yms.org.tr/tr/istatistikler-degerlendirme-raporlari.html, (Erişim tarihi: 28.11.2023)